Küresel karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşmanın anahtarı olarak ülkeler “Hidrojen Ekonomisi”ne geçiş planları yapmaktadır. Hidrojen Ekonomisi, yakıt ve enerji ihtiyacının önemli bir kısmının hidrojen ile sağlanmasına dayalı bir ekonomidir. Hidrojen, bir yakıt olarak kullanıldığında karbon emisyonu olmaması ve yüksek yoğunluklu bir enerji taşıyıcı olması özelliklerinden dolayı karbonsuzlaşma hedeflerinde önemli rol oynamaktadır.
Hidrojen ekonomisine geçilebilmesi için hidrojen değer zincirini oluşturan halkalarda çalışmalar devam etmektedir. Hidrojen değer zinciri; temel olarak hidrojenin üretilmesi, depolanması & taşınması ve son kullanımı halkalarından oluşur. Her bir halkada hidrojen enerjisinin ucuzlaması ve yaygınlaşması için teknoloji geliştirilmesi, altyapı kurulması, seri üretime geçilmesi gibi aşılması gereken eşikler bulunmaktadır. Hidrojen değer zincirinin her bir halkası birbirine bağlı olup, her birinin eş zamanlı gelişmesi için ülkeler hazırladıkları hidrojen yol haritaları ve stratejiler ile bu alanlarda hedeflerini belirleyerek yatırımlar yapmaktadır.
Hidrojen, hali hazırda başta rafineriler ve gübre sektöründe olmak üzere endüstride büyük ölçüde kullanılmaktadır. 2020 yılı itibariyle dünyanın hidrojen tüketimi 90 Milyon Ton olup, bu hidrojenin %96’sı fosil yakıtlardan ve önemli ölçüde karbon emisyonu ile elde edilmektedir. Hidrojenin üretim yöntemindeki karbon salımı durumuna göre de hidrojene farklı renk kodları verilmiştir. Hidrojenin doğalgazdan elde edilmesi durumunda “Gri Hidrojen”, “Mavi Hidrojen” veya “Turkuaz Hidrojen” olarak adlandırılırken, kömürden elde edilmesi durumunda “Kahverengi Hidrojen” olarak adlandırılmaktadır. Hiç sera gazı emisyonu oluşmadan yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik kullanılarak elektroliz yöntemi ile hidrojen üretildiğinde ise bu hidrojen “Yeşil Hidrojen” olarak adlandırılmaktadır.
*bkz: Hidrojenin Renkleri