Hidrojen Ekonomisi: Yeşil Hidrojen Üretiminin Önemi

Ülkemiz maalesef fosil yakıtlara dayalı enerji ihtiyacını çok büyük oranda ithalat ile karşılamaktadır. Her yıl Doğal Gaz ihtiyacımızın % 99,7’sini, petrol ihtiyacımızın % 95’ini ve kömür ihtiyacının yaklaşık % 50’sini ithal ediyoruz. Dış ticaret açığımızın büyük bölümünü bu kaynakların ithalatından dolayı veriyoruz. 

Diğer yandan, dünyada olduğu gibi ülkemiz de son yıllarda küresel ısınmanın ve artan hava kirliliğinin kötü sonuçları ile yüzleşiyor. Bu kapsamda küresel düzeyde alınan önlemlere, uluslararası taahhütlerimizi yerine getirerek ivedilikle adapte olmalıyız.

Sevindirici olan ülkemizin rüzgâr, güneş, hidroelektrik ve jeotermal gibi yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları açısından birçok ülkeye göre oldukça avantajlı olmasıdır. Bu kaynakların kullanım alanlarına yeşil hidrojen üretiminin de eklenmesinin önemi büyüktür ve hidrojen konusu sürdürülebilir, yerli ve milli enerji stratejimizin oluşturulması çerçevesinde ele alınmalıdır.

H.Devrim

H.Devrim

ODTÜ Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Bölümünden mezun olmuştur. 2007 yılından ve günümüze kadar Genel Müdür olarak TEKSIS çatısı altında sektörde global düzeyde edindiği tecrübe ve birikimini, ticari hidrojen enerjisi ve yakıt pili sistemlerinin geliştirilmesi ve üretiminde kullanarak, pek çok ulusal ve uluslararası ARGE projesinde yürütücülük yapmıştır. Yönetiminde tamamladığı ve yürütmekte olduğu tüm ARGE projelerinde üniversite ve altyükleniciler ile önemli iş birliklerine imza atmıştır. Sektördeki tecrübe ve başarılarını katıldığı uluslararası fuar, kongre ve semineler ile birlikte çeşitli dergilerde yayınlanan söyleşileri ve bilimsel yayınlarıyla global kamuoyu ile paylaşmaktadır. Hidrojen değer zincirinde yer alan kritik ürünlerin geliştirilmesi, üretilmesi ve ülkemizde teknolojinin yaygınlaşması adına çalışmalarını sürdürmektedir.

Benzer Makaleler

Yorum Yapın

Giriş Yap